Mutfak Çocukluğumu Hatırlatıyor

Son yıllarda dizi filmler ve sinemada başarısıyla dikkat çeken tiyatro sanatçısı Vahide Gördüm için mutfağın özel bir yeri var. Gördüm, mutfağı; neşelendiği, ağladığı, sevdikleri için güzel yemekler yaptığı bir yer olarak tanımlıyor.

Vahide Gördüm'ü "Bir İstanbul Masalı" dizisinin mutfağında güzel yemekler yapan "Suzan" karakteriyle tanıdık. Gördüm, uzun yıllardır tiyatroya emek veriyor. Kariyerine Ankara Sanat Tiyatrosu'nda (AST) başlayıp çok sayıda oyunda izleyicilerle buluştu. Sinemayla "Bir İstanbul Masalı"ndan sonra tanışan Gördüm, iki yılda "Anlat İstanbul", "Kilit", "İlk Aşk" ve "İyi Yıllar" isimli filmlerde rol aldı Şu an "Adını Feriha Koydum" isimli dizisinde "Zehra" karakteriyle izlediğimiz Gördüm, dizilerde iyi yemek yapmasıyla ve annelere özgü fedakarlıklarla da ön plana çıktı. Bunların kendisine yakıştırıldığını düşünen Gördüm'ün gündelik yaşantısında da mutfağın önemi büyük. Çok sık çekimleri olmasına karşın mutfak alışverişine ve yemek yapmaya mutlaka zaman ayırıyor. Gördüm'ün mutfak hallerini, yaptığı ve sevdiği yemekleri öğrenmek için bu keyifli söyleşiyi okuyabilirsiniz. Pınarım dergisi okurları için bir de hindi yemeği yaptı. Yemek lezzetliydi, biz beğendik ve lezzetli sofralarınız için yapmanızı tavsiye ediyoruz.

Sizin için mutfak neyi ifade ediyor?

Mutfak benim için çocukluğum demek. İzmir'de doğup büyüdüm. Evimizin büyük bir mutfağı vardı. Hayatımın sıcak ve güzel günleri mutfakta geçti. Sabahları hep kızarmış ekmek kokusuyla uyanırdım. Ekmeğin üzerine tereyağı ile babaannem ve annemin yaptığı reçeli sürerdim. Bir bardak süt içtikten sonra okula giderdim. Kışın mutfakta soba yanardı. Babaannem, annem ve halam çok iyi yemek yapardı. Onların arasında büyüdüm, ama ben evlendikten sonra yemek yapmayı öğrendim.

Çünkü annem hiçbir zaman mutfakta oyalanmamı istemezdi. "Ben mutfakta ömrümü geçirdim, sen derslerinle ilgilen" derdi.

Yoğun çalışmalarınız arasında yemek yapmaya fırsatınız oluyor mu?

Tiyatro yaptığım dönemlerde gündüzleri provam, akşamları oyunum olurdu. Sabah erkenden kalkar, kızım için yemek yapardım. Evde yardımcım olsa bile günlük yemeğimi yapardım. Gündüz zaman ayıramadıysam bir sonraki günün yemeğini gece yapardım. Dizi ve film çekimleri nedeniyle iki yıldır İstanbul'da yaşıyoruz. Artık daha yoğun tempoda çalışıyorum, ama evimin yemeğini mutlaka yapıyorum. En iyi yaptığım yemek Adana dolma.

Daha çok ne pişiriyorsunuz?

Ailem Yunan göçmeni. Bizde daha çok sebze ve et ağırlıklı yemekler yapılır. Et çeşitlerini pek sevmiyorum ama çocukluğumdan beri balık tutkunuyum. Zeytinyağlıları çok severim. Eşim Altan Gördüm Adanalı. Onların yemekleri biraz farklı. Domatesli, salçalı et yemekleri yapıyorlar. Kayınvalidemden de o yemekleri öğrendim. Altan sık sık Adana dolması, Adana tavası ister.Yeter bu et yemekleri dediğim zamanlarda bizim zeytinyağlılardan yapıyorum.

En sevdiğiniz yemek hangisi?

Bütün zeytinyağlılara bayılırım. Balık çok seviyorum. Balıkçının önünden geçerken balıklara tutkulu bir şekilde bakıyorum. Balık kokusu genelde pek sevilmez, ama ben duyduğumda sanki sevdiğim bir parfümün kokusunu duymuş gibi oluyorum.

Günlük beslenme planınız nasıl?

Mutlaka sabah kahvaltısı yapıyorum. Kahvaltı etmezsem kendimi çok mutsuz hissediyorum. Hala çocukluğumdaki gibi bol çeşidin bulunduğu bir kahvaltı yapıyorum. Öğle yemeğini de önemsiyorum, ama küçükşeylerle geçiştiriyorum. Bir elma ya da bir muhallebi olabilir. Çok yanlış yapıyorum. Ancak setlerde biraz zor oluyor. Az yemek yiyorum. Makarna ve pilav sevmiyorum. O nedenle daha kolay form tutuyorum. Elimden geldiğince geç saatte yemek yemiyorum. Bu babaannemin kuralıdır. Saat 18.00'den sonra acıkırsam yoğurt, sütlaç gibi hafif şeyleri tercih ediyorum.

Yemek yaparken nelere özen gösteriyorsunuz?

Eşimin yüksek tansiyonu olduğu için kolesterolü göz önünde bulundururum. Yemek yaparken hijyene çok dikkat ederim. Ayrıca tazeliğe önem veririm. Sebzenin ve meyvenin tazesinden anlıyorum, ama etten çok anlamıyorum. Bu konuda eşim çok bilgili.

Lezzet sırlarınız var mı?

Bana öğretilenin dışına pek çıkmıyorum. Ölçüleri kendime göre değiştirebiliyorum. Zaman zaman çeşitli baharatları deniyorum. Hoşuma giderse onu kullanıyorum. Birisi bir şey önerdiyse deniyorum, ama yeni bir şey yapayım diye ısrar etmiyorum. Bunun için uzman olmak, ölçüleri çok iyi bilmek gerek.

Mutfak alışverişini siz mi yapıyorsunuz?

Eşimle birlikte yapıyoruz. Ankara'da yaşadığım dönemde pazara giderdim, ama İstanbul'da pek mümkün olmuyor. Alışveriş yaptığım belirli yerler var. Örneğin balığı Beşiktaş'tan alıyorum.

Pınar ürünlerini tercih ediyor musunuz?

Tabii ki tercih ediyorum. Pınar tercih sebebim. Öğrenciliğimde Pınar'ın çocuk tiyatrosunda oynadım. O zamandan beri Pınar ürünlerini kullanıyorum. Kızıma mutlaka Pınar Süt içiriyorum. Bir ürün seçeceğim zaman elim Pınar'a gider. Bunu samimiyetle söylüyorum, Pınar çok güvendiğim bir marka. Tabii İzmirli olmasının da etkisi var.

Evde ne sıklıkta misafir ağırlıyorsunuz?

Neler pişiriyorsunuz?

Misafir ağırlamayı çok seviyorum. Kek, pasta pişirdiğimde yalnız yiyemiyorum. Mutlaka birilerine tattırmam gerekiyor. Dostlarımla yemeliyim, onların beğenisini ya da eleştirisini duymalıyım. Ankara'da yaşarken her hafta misafir çağırırdık. Bazen zorla davet ederdik. Kızım da misafiri çok seviyor. Ailecek dostlarımızla uzun saatler geçirmekten, sohbet etmekten keyif alıyoruz. İstanbul'da ancak 15 günde bir misafir ağırlayabiliyoruz. Altan Erkekli ve ailesine çok yakın oturuyoruz. Onlarla akşam yemeklerinde çok sık bir araya geliyoruz. Ayda AST'li dostlarımızla görüşüyoruz. Geçenlerde Tarık Pabuççuoğlu ve ailesini davet ettik. Balık ve zeytinyağlılar eşliğinde güzel bir akşam geçirdik. Misafirim geldiği zaman daha çok balık ve Adana kebap yapıyorum. Bazen hem bizim taraftan hem de Adana'dan karma yemekler yapıyorum.

Dışarıda yemek yemeyi seviyor musunuz? Ne yemeği tercih ediyorsunuz?

Çin mutfağı, Japon mutfağı gibi bir tercihim yok. Kendi ülkemin yemeklerini daha çok seviyorum. Uluslararası mutfaklardan önerildiği zaman yaptığım oluyor. Ancak eşim bu konuda daha milliyetçi. Dışarıya gideceğimiz zaman iyi balık yapan yerleri tercih ediyoruz. Onun dışında Adana mutfağı olan yerlere gidiyoruz. Aslında evde olmak bizi daha çok mutlu ediyor. Evde dostlarımızla birlikte olmayı seviyoruz.

Dizilerde aldığınız rollerde daha çok ailesine önem veren, koruyup kollayan, iyi yemek yapan kadın imajı sergiliyorsunuz... Galiba bu yakıştığı için üstüne gittiler. "Bir İstanbul Masalı" dizisini yaparken herkes dizide ne yemekler yaptığımı soruyordu. Lezzet sırları istiyorlardı. Oysa su kaynattığımızı söylediğimde şaşırıyorlardı. Şimdi "Hırsız Polis" dizisinde de evine kazanç sağlamak için bir restorana yemek yapan kadın rolünü oynuyorum.

AST'ye olan tutkunuzu biliyoruz. İstanbul'da da AST'yi oluşturma çalışmalarınız hangi aşamada?

AST kökenli her oyuncunun rüyası istanbul'da da bir AST sahnesinin olmasıdır. İstanbul'da AST'nin eski ve usta oyuncuları var. Birçoğumuz bir şekilde buraya toplandık. AST Ankara'da Rutkay Aziz'in yönetmenliğinde başka bir kadroyla devam ediyor. Altan Erkekli, Altan Gördüm ve Cezmi Baskın'la bir araya geldiğimizde bunu konuşuyorduk. Şu an kendimize uygun bir oyun arıyoruz. inşallah bu yıl bunu gerçekleştireceğiz. Tek isteğim AST'nin eski kadrosuyla İstanbul'da perdelerini açması.

Kariyer anlamında kendiniz nerede görüyorsunuz? Bundan sonraki hedefiniz ne?

Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi tiyatro oyunculuğu bölümünü bitirdikten sonra AST'de profesyonel olarak çalışmaya başladım. Daha sonra Devlet Tiyatrosu'na girerek İzmir ve Adana'da çalıştım. "Bir İstanbul Masalı" dizisine başlayınca sinemaya kaymış oldum. Ben bir oyuncuyum. Bana sunulan şeyleri değerlendirerek yoluma devam ediyorum. Herhangi bir kariyer tanımlamam yok. Hedefim doğru ve güzel işler yapmak.

Cordon Bleu
Malzemeleri
1 paket Pınar Hindi But
1 paket Pınar Dana Jambon
1 paket mantar
1 yemek kaşığı Pınar Tereyağı
1 paket Pınar Cheddar Peyniri
1 dal biberiye

Hazırlanışı
Mantarları soteleyip bir kenarda bekletiniz. Pınar hindileri açıp içine sotelediğiniz mantarları, bir dilim Pınar dana jambonu, iki parça Pınar fesleğenli sarımsaklı beyaz peyniri ve son olarak Pınar cheddar peynirini koyup sarın. Açılmaması için kürdan ile tutturun. Ayrı bir tavada Pınar tereyağını eritin. Tereyağında üzerine renk gelene kadar hindileri pişirin. Daha sonra önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında 20 dakika pişirin. Fırından çıkardığınız hindiyi biberiye ile süsleyip servis yapın.